MasalYolu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MasalYolu

Masal-Aşk şiirleri - aşk şiirleri dinle -DuyGusaL -PaylASımcı - EğleNce MekanI-MüziK DİnlE-Video Klip İzle
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 17 Ağustos - Hamit Kunt

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HaykırIS
Admin
HaykırIS


Mesaj Sayısı : 1110
Kayıt tarihi : 02/09/08
Yaş : 30
Nerden : İzmir

17 Ağustos - Hamit Kunt Empty
MesajKonu: 17 Ağustos - Hamit Kunt   17 Ağustos - Hamit Kunt EmptyC.tesi Eyl. 27, 2008 12:40 pm

17 Ağustos
Ateşin Düştüğü Yer
Yıllardır uzak bacalarda seyrederdik
bu ateşin dumanlarını
Uzak diyarlardan yükselirdi alevler
Kasırgalar uzak yüreklerde kopar
çığlıklar uzak ellerden gelirdi
Düştüğü yerleri yakıp kavuran
almadığı canları öksüz bırakan ateş
Haberlerden bir haberdi sadece

Zannettik ki Japonya’dır bu ateşin vatanı
İran’dır, Suriye’dir, Pakistan’dır
Olsa olsa en yakın
Adana’dır, Dinar’dır, Erzincan’dır

Kim, nasıl nerden bilirdi ki
Bizim de tam altımızdan
ateşten ırmakların geçtiğini
Alevden canavarların yaşadığını
ayaklarımızın altında
Ayın ve yıldızların
en parlak gecelerini yaşadıklarındaki
o gizemli anlamı…
Kim, nasıl, nerden bilebilirdi ki!

Ben nerden bilebilirdim
İlk kez kapı dibinde yattığım kanepenin
bana dokuz saat mezar olacağını…
Nasıl düşünebilirdim ki
kömür gözlü oğlumun
o incecik dudaklarıyla
yanaklarımdan iki kez öperken
İkincisinin,
dünya dudağıyla yanağıma kondurduğu
bir veda busesi olduğunu…
Ben nerden bilebilirdim ki.

Ben bilemedim
Kimsecikler bilemedi…
Ateşin randevusu Marmara
karargâhı Gölcük’müş
Hep düştüğü yerleri yakan ateş
bu kez Gölcük’e düşmüş

Aah Gölcük, Gölcük
Evlerin, yolların yıkıldı Gölcük
Kavaklı’n, sahilin yok oldu Gölcük

Geç başlamış derin uykulardan
öyle bir yer gürültüsüyle uyandık ki!
Sanki topaç gibi çevrildi dünya
Dağlar yuvarlandı devrildi dünya
Yeryüzü kaydı altımızdan
Göçtü üstümüze gökler …
Saniyeler içinde
ne olduğunu anlamadan
Ayrıldı beden kılıfından
binlerce canlar

Can pazarı...
Ne korkunç Pazar
Yıkılmış binlerce bina
binlerce canlı mezar

Aah Gölcük, Gölcük
Evlerin katmer katmer yıkıldı Gölcük
O büyük kent hayalin yok oldu Gölcük

Azrail’in yalın kılıç telaşlı nefesi
damarlarımızda geziyor sanki
Ne oldu?
Neler oldu saniyeler içinde?
Evimize ne oldu ?
Bu taşlar,tuğlalar ,bu toprak da ne?
Altımızdaki yatak ,baş koyduğumuz yastık
Balkonun kapısı nerde?
Öldük mü?
Ölüyor muyuz?
Neredesin?
Sağ mısın
yıllarca bir yastığa baş koyduğum?
Gel, beri gel...
Şu tuğlaya baş koyalım şimdide
Duyuyor musun çığlıkları
Ağlayanlar…
İnleyenler…
Azrail’in listesine girmek için
yalvaranlar…

“Yeteer…
Dayanamıyorum…
Al canımı Allah’ım
Al canımı Allah’ım”

Aah Gölcük Gölcük
Canların üstüne yıkıldın Gölcük
45 saniyede yok oldun Gölcük

Peygamber kıssasında anlatılan;
Kaldıkları mağaranın ağzı
kocaman bir taşla kapanan
o üç genç adam gibi
Cımbızla iyilik aramaya koyulduk
dağarcığımızdan
Salalar…
Ezanlar…
Dualar…
Yastık yaptığımız tuğla üstüne
iki darp bir niyet
Ve iki rekat ibadet…
Gerisi
İnnAllahe ala külli şey’in kadir…
Ni’mel Mevla ve ni’men nasir
“Allah her şeye kadirdir
O ne güzel dost,ne güzel yardımcıdır”

Mezardan mahşere uyanış gibiydi
enkazdan çıkışımız
Açtıkları uzun enkaz tünelinin başında bekleyenler
Üç yüz yıllık uykularından uyanan
Mağara Arkadaşlarını görmüşler gibi
tekbirler söylüyorlar
“SübhanAllah
Allahü ekber
Allahü ekber”

Bu ne tarifsiz manzara Allah’ım
Kartondan yapılmış gibi
kırılmış, çökmüş bütün binalar
Ağlıyor, hıçkırıyor, dövünüyor
gidenlerin ardından
yetim kalmış çocuklar
yüreğine evlat acısı çökmüş
yanık böğürlü babalar, analar…

On binlerce can gitmiş
Sen de gittin ey oğul
Canıma düştü ateşin
Yakıp gittin ey oğul
Akşamdan veda mıydı
Bakıp gittin ey oğul
Özüme evlat acısını
Sokup gittin ey oğul
Özlediğin cennete
Erken ulaşmak için
Anadan ve babadan
Geçip gittin ey oğul
Devirdik dağ gibi betonları
Yüzünü görmek için
Kısıldı seslerimiz
Sesini duymak için
Ama sen ,can parçam
Koyup dünyanın tüm derlerini ardına
Çekip gittin ey oğul

Dert bizim şimdi
çile bizim, yük bizim
Ateş öyle bir düştü ki yüreklerimize
alevler dünyayı sardı
Şehidim

Üğründü bütün dünya
koptu da geldi
Ne dostluk, ne düşmanlık
Felaketi gören yüreklerde ortak bir payda
insanlık

Hayatın anlamı değişti bir anda
Makam bükmüş boynunu
acziyeti oynuyor
Şöhret eli koynunda
yetim kalmış bir çocuk
Gurur enkaz altında
ölmüş yatıyor
Ama senin vedasız gidişin
Ey oğul
Canımı acıtıyor…

Hamit Kunt
17 Ağustos 2000
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://masalyolu.blogcu.com
 
17 Ağustos - Hamit Kunt
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MasalYolu :: Tek Kelime Aşk- Aşk ve Sevgi Köşesi :: Şairlerden Şiirler-
Buraya geçin: