MasalYolu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

MasalYolu

Masal-Aşk şiirleri - aşk şiirleri dinle -DuyGusaL -PaylASımcı - EğleNce MekanI-MüziK DİnlE-Video Klip İzle
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ders Veren Hikayeler...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
HaykırIS
Admin
HaykırIS


Mesaj Sayısı : 1110
Kayıt tarihi : 02/09/08
Yaş : 30
Nerden : İzmir

Ders Veren Hikayeler... Empty
MesajKonu: Ders Veren Hikayeler...   Ders Veren Hikayeler... EmptyPtsi Haz. 08, 2009 8:31 pm

1. ve de en onemli ders.
Okuldaki ikinci ayımda, hocamız test sorularını dağıtı.
Ben okulun en iyi öğrencilerinden biriydim.
Son soruya kadar soluk almadan geldim ve orada çakıldım kaldım. Son soru şöyleydi:
"Hergün okulu temizleyen hademe kadının ilk adı nedir?.."
Bu herhalde bir çeşit şaka olmalıydı. Kadını yerleri silerken hemen hergün görüyordum.
Uzun boylu, siyah saçlı bir kadındı. 50'lerinde falan olmalıydı. Ama adını nerden bilecektim ki!..
Son soruyu yanıtsız bırakıp kağıdı teslim ettim. Süre biterken bir öğrenci, son sorunun test sonuclarına dahil olup
olmadığını sordu. "Tabii dahil" dedi, hocamız.. "İş yaşamınız boyunca insanlarla karşılaşacaksınız.
Hepsi birbirinden farklı insanlar. Ama hepsi sizin ilginiz ve dikkatinizi hakkeden insanlar bunlar.
Onlara sadece gülümsemeniz ve `Merhaba' demeniz gerekse bile.." Bu dersi hayatım boyunca unutmadım.
O hademenin adı da.. Dorothy idi.

2. önemli ders..
Yağmurda otostop!..
Bir gece vakit geceyarısına doğru Alama otoyolunun kenarında duran bir zenci kadın gördüm.
Bardaktan boşanırca yağan yağmura rağmen, bozulan arabasının dışında duruyor ve dikkat çekmeye çalışıyordu.
Geçen her arabaya el sallıyordu. Yanında durdum. 60'lı yıllarda bir beyazın bir zenciye hem de Alabama'da
yardıma kalkışması pek olağan şeylerden değildi. Onu kente kadar götürdüm. Bir taksi durağına bıraktım.
Ayrılırken ille de adresimi istedi.Verdim. Bir hafta sonra kapım çalındı. Muazzam bir konsol
televizyon indiriyordu adamlar. Bir de not ekliydi, armağanda.. "Geçen gece otoyolda bana yardımınıza
teşekkür ederim. O korkunç yağmur sadece elbiselerimi değil, ruhumu da sırılsıklam etmişti.
Kendime guvenimi yitirmek üzereydim, siz çıka geldiniz. Sizin sayenizde ölmekte olan kocamın yatağının baş
ucuna zamanında ulasmayı başardım. Biraz sonra son nefesini verdi. Tanrı bana yardım eden sizi ve başkalarına
karşılık beklemeksizin yardım eden herkesi kutsasın!.. En iyi dileklerimle, Bayan Nat King Cole."

3. önemli ders..
Size hızmet edenleri hep hatırlayın..
Bir pastanın üç otuz paraya satıldığı günlerde 10 yaşında bir çocuk pastaneye girdi.
Garson kız hemen koştu.. Çocuk sordu: "Çukulatalı pasta kaç para?.." "50 cent!.."
Çocuk cebinden çıkardığı bozukları saydı. Bir daha sordu: "Peki dondurma ne kadar.." "35 cent" dedi garson kız
sabırsızlıkla.. Dükkanda yığınla müşteri vardı ve kız hepsine tek başına koşuşturuyordu.
Bu çocukla daha ne kadar vakit geçirebilirdi ki.. Çocuk parasını bir daha saydı ve
"Bir dondurma alabilir miyim lütfen" dedi. Kız dondurmayı getirdi. Fişi tabağın kenarına koydu ve
oteki masaya koştu. Çocuk dondurmasını bitirdi. Fişi kasaya ödedi. Garson kız masayı temizlemek üzere geldiğinde,
gözleri doldu birden. Masayı sanki akan yaşlar temizleyecekti. Boş dondurma tabağının yanında çocuğun
bıraktığı 15 cent duruyordu..

4. önemli ders..
Yolumuzdaki engeller..
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun uzerine kocaman bir kaya koydurmuş,
kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacaktı?.
Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray gorevlileri birer birer geldiler, sabahtan oğlene kadar.
Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi.
Halkından bu kadar vergi alıyor, ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir koylu çıkageldi.
Saraya meyve ve sebze getiriyordu. Sırtındaki kufeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına
itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı ama, kayayı da yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına
almak uzereydi ki, kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı.. Kese altın doluydu.
Bir de kralın notu vardı içinde.. "Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir" diyordu kral. Köylu, bugün dahi
pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı. "Her engel, yaşam koşullarınızı daha iyileştirecek bir fırsattır.."

b> 5. önemli ders..
Önemli olan vermektir..
Yıllar önce hastanede çalışırken, ağır hasta bir kız getirdiler. Tek yaşam şansı beş yaşındaki kardeşinden acil
kan nakli idi. Küçük oğlan ayni hastalıktan mucizevi şekilde kurtulmuş ve kanında o hastalığın mikroplarını yok eden
bağışıklık oluşmuştu. Doktor durumu beş yaşındaki oğlana anlattı ve ablasına kan verip vermeyeceğini sordu.
Küçük çocuk bir an duraksadı. Sonra derin bir nefes aldı ve "Eğer kurtulacaksa, veririm kanımı" dedi. Kan nakli ilerken,
ablasının gözlerinin içine bakıyor ve gülümsüyordu. Kızın yanaklarına yeniden renk gelmeye başlamıştı, ama küçük
çocuğun yüzü de giderek soluyordu.. Gülümsemesi de yok oldu. Titreyen bir sesle doktora sordu: "Hemen mi öleceğim?..
Küçük doktoru yanlış anlamış, ablasına vücüdundaki bütun kanı verip, öleceğini sanmıştı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://masalyolu.blogcu.com
 
Ders Veren Hikayeler...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
MasalYolu :: Tek Kelime Aşk- Aşk ve Sevgi Köşesi :: Hikayeler-
Buraya geçin: